Sindirim Sistemi Histolojisi

SİNDİRİM SİSTEMİ HİSTOLOJİSİ
Sindirim sistemini sindirim kanalı, ağız, diş, dil, tükürük bezleri, karaciğer, safra kesesi, pankreas oluşturur. Temel görevi besinleri yapı taşlarına ayırıp emilimini sağlamaktır. Emilim işleminin çoğu ince bağırsakta gerçekleşir. Sindirim kanalı dış ortama açıktır, bariyer özelliği var. İmmünolojik koruma sağlar(Diffüz lenfoid doku, lenf nodülleri mevcut). Salgı yapma özelliği mevcuttur; HCl, mukus, bazı hormonları, antikorları, sindirim enzimleri salgılarlar.
Ağız Boşluğu
Farinkse kadar uzanır. Gerçek ağız boşluğu(dişlerden farinkse kadar olan kısım) ve vestibülden(dudak- yanak dişler arası) oluşur.
Tükürük Bezleri
3 tane majör ve çeşitli minör tükürük bezleri var. En büyüğü parotis bezi. Ductus parotidea ile 2. molar diş hizasından salgısını ağıza boşaltır. Çene altı tükürük bezi sunmandibular bölgede mandibular üçgende yerleşim gösterir, frenulumdan salgısını ağıza boşaltır. Dilaltı tükürük bezi salgısını çene altı tükürük bezine yakın kısımdan boşaltır. Bunların yanısıra minör tükürük bezleri olarak; yanakta submukoza tabakasında buccal, dudakta submukoza tabakasında labial, dil içerisinde lingual ve yumuşak damakta palatin tükürük bezleri bulunur.
Tonsiller
Hemen ağız boşluğunun girişinde weldeyerin faringeal halkasını oluşturur. Lenf nodülleri ve diffüz lenfoid doku bulunur. Palatoglossal ve palatofaringeal arkların arasında yer alır. Tubal tonsiller nasofarinksin lateral duvarlarında yerleşir. Faringeal tonsiller (adenoidler) nasofarinksin tavanında yerleşim gösterir. Lingual tonsiller dilin dorsal yüzeyinde yerleşim gösterir.
Ağız Boşluğunun Histolojik Yapısı
Mukoza epitel ve lamina propriadan (bağ dokusu epiteli beslenmesini sağlar) oluşur.
Oral mukoza ağız boşluğunu döşer.
a-)Çiğneme Mukozası
Besinlerle çok sürtünen kısımda bulunur. Epiteli hafif keratinize(eozinofilik boyanır) bazı kısımlarda parakeratinize(daha soluk boyanır çekirdeği çok koyu boyanır piknotik nükleusa sahip) çok katlı yassı epiteldir. Parakeratinize epitelde hücre çekirdeği bulunur. Sert damak ve diş etlerinde bulunur. Diş etleri ve sert damağın orta kısmı olan palatin raphe dışındaki kısımlar submukoza tabakası bulunur.
b-)Örtü Mukozası
Non keratinize ve nadir olarak parakeratinize çok katlı yassı epitelden oluşur. Dudak, yanak iç kısmında, dilin alt yüzeyi alveoler mukozal yüzey (dudak diş etlerinin üst kısmının birleştiği yer) ağızın tabanı, yumuşak damakta bulunur. Non keratinize epitel keratinize epitelden kalındır. İçten dışa doğru kas-submukoza-mukoza tabakası yer alır. Submukoza tabakası dilin alt yüzü dışında ki tüm örtü mukozasında altında bulunur. Submukoza tabakasında; bezler, yağ hücreleri, kollojen ve elastik lif (kaslara tutunmayı sağlar) .
c-)Özelleşmiş Mukoza
Tat almak için özelleşmiş mukozadır.Dilin dorsal yüzeyinde bulunur, papillalar ve tat tomurcukları içerir.   
Epiteli son derece girintili çıkıntılıdır.
Dudak
Bıyık çıkan kısım keratinize çok katlı yassı epiteldir. Sebase bezler, kıl folikülleri bulunur. M. orbicularis oris büyük kısmını oluşturur. Burası ve pembe kısım arasında ki kısma vermilyon hattı denir. Pembe kısımda ter bezleri, yağ bezleri, kıl folikülleri bulunmaz. Keratinize çok katlı yası epitelden oluşur daha kalındır. Bağ dokunun epitele yaptığı girintilere papilla denir. Burada bol papilla bol kan damarı içerdiğinden pembedir. Epitelin ayrı bir kan damarı yok beslenmesini papillalardan sağlar. İçte nonkeratinize çok katlı yassı epitel bulunur. Örtü mukozasından oluşur altında lamina propria, submukoza(labial tükrük bezleri burada) daha derinde m. orbicularis oris bulunur.
Yanak (Bucca)
Dışta keratinize çok katlı yassı epitel bulunur. Sebase bez, kıl folikülleri, ter bezleri bolca var. Epidermis, dermiş ve yanak kası bulunur. İç yüzeyi örtü mukozasıyla örtülü. İç yüzey nonkeratinize çok katlı yassı epitelle örtülü, altında lamina propria,  submukoza (yanak tükrük bezleri bulunur.) derinde yanak kasları şeklinde sıralanır dıştan içe.
Diş Eti (Gingiva)
Çiğneme mukozasıyla örtülüdür. Keratinize yer yer parakeratinize çok katlı yassı epitelle örtülür. Sonra lamina propria altında alveolar kemik mevcut. Submukoza tabakası yok.Epitel hücreleri özel bir bazal lamina sentezler buda  dişe sıkıca tutunur. Epitelde bazal laminaya desmozomlarla sıkıca tutunur. Yaşlılarda diş etleri yukarı doğru çekilir.


Damak
Önde sert, arkada yumuşak damak olmak üzere iki kısımdan oluşur. Sert damak çiğneme(keratinize, yer yer parakeratinize çok katlı yassı epitel), yumuşak damak örtü(nonkeratinize çok katlı yassı epitel) mukozasıyla kaplıdır. Sert damağın yan kısımlarında submukoza tabakası görülür. Orta çizgi(palatin raphe) submukoza tabakası içermez burada lamina propria kemiğe sıkıca tutunur. Ön kısmında bolca yağ arka kısmında ise bolca bez bulunur. Yumuşak damağın iki yüzü var. Ağız boşluğuna bakan kısmı örtü mukozasıyla kaplıdır. Nasofarinkse bakan kısmı ise solunum epiteliyle(yalancı çok katlı silli silindirik goblet hücreli epitel) kaplıdır. Örtü mukozasıyla kaplı yerde epitel, lamina propria, submukoza, tükrük bezleri, yağ bezleri, müköz bezleri içerir.
Dil
 Kaslar 3 yönlü yerleşim gösterir. Birbirine dik yerleşimlidirler. Dilin alt yüzü düz, üst yüzü girintili çıkıntılıdır. Bu girintili çıkıntılı yapılara papilla adı verilir. Alt yüz örtü, üst yüz özelleşmiş mukozayla kaplıdır. Sulcus terminalis paralel yerleşimli sirkümvallat papilla bulunur. Sulcus terminalisin ortasın foromen caecum adlı çukur var. Burda ki epitel hücreler derine doğru prolifere olarak tiroid bezini oluşturur. Foromen caecumdan uzanan kanalla erişkindeki yerine gider. Dilin esas kalınlığını lingual kaslar oluşturur. Papillalar dilin üst kısmında bulunan tat tomurcukları içeren yapılardır. Epitel ve lamina proprianın beraber yükselmesiyle oluşmuştur. Filiform, fungiform, foliat, sirkümvallat, olmak üzere 4 tanedir.(Umamiyide dahil edersek 5)
Filiform Papilla
En çok bulunan türdür. Küçük, sivri uçları arkaya bakan kirpik şekilli yapılardır. Keratinize çok katlı yassı epitel, altında bağ doku içerir. Tat tomurcukları içermezler. Mekanik olarak rol oynar.
Fungiform Papilla
Mantar şekilli, kırmızı noktalar halinde görünür. Uç kısımda yoğunlaşmıştır. Makroskobik olarak görünür.
Foliat Papilla
Dorso-lateral yüzeyde bulunan yaprak şekillidirler. Arka kısımlarında derin yarıklar bulunur. Serömüköz bezlerle yakın komşuluk gösterir. Tavşanlarda çok bulunur. Yaşla ayırt edilemez hale gelir.
Sirkümvallat Papilla
Sulcus terminalisin önünde bulunur. 8 ile 12 tane kadardır. En büyük papilla türüdür. Geniş kubbe şeklindedir, derince hendekleri vardır. Buralara komşu lateral yüzeylerde tat tomurcuklar bulunur. Hendeğin alt ucunda serömüköz bez olan von ebner bezleri bulunur.
Tat Tomurcuğu
Ovoid şekilli yapılardır. Soluk pembe olarak görünür. Ağız boşluğuna bakan kısımda ki deliğe tat poru denir. Üç tip hücreden oluşur; nöroepitelyal (duyusal) hücreler, destekleyici hücreler, bazal hücreler.
Nöroepitelyal hücreler tat alma fonksiyonundan sorumlu esas hücrelerdir. Uzun hücrelerdir, bazal laminadan tat poruna kadar uzanır. Yüzeyinde mikrovillus bulunur. Aralarında sıkı bağlantılar var. Diğer hücrelerden farklı olarak nöral bağlantılar içerir. Bazal yüzeylerinde 7,9 ve 10. cranial sinirler ile sinaps yapar. 10 günde 1 yenilenirler.
Destekleyici hücreler nöroepitelyal hücreler arasında bulunurlar. Bazal laminadan tat poruna uzanan, uzun hücrelerdir, mikrovillus ve sıkı bağlantılar içerirler. Sinirsel bağlantıları yoktur. 10 günde 1 yenilenir.
Bazal hücreler, kısa boylu bazalde yerleşmiş küçük hücrelerdir. Diğer hücrelere kaynak oluşturur, yenilenmelerini sağlar.
Glossopalatin ark, yumuşak damak, epiglottisin postterior yüzeyi, farinksin postterior duvarında epitel içinde tat tomurcukları bulunur.
Tat Alma
Tat alma duyuları tatlı, tuzlu, acı, ekşi ve umami olmak üzere 5 çeşittir.
Ekşi için özelleşmiş tat tomurcukları dilin yan yüzeyinde, tuzlu için ön tarafta, şekerli için ön ve ortasına doğru acı arka tarafta, umami sirkümvallat papillaya paralel şekilde yerleşim gösterir. Umami; özel aminoasitlerin tadını alır. Örneğin; domates, et, peynir. Monosodyum glutamatı (lezzet arttırıcı) algılar. Fazlası nöral hücrelere zarar verir.
Lingual Tonsil
Sulcus terminalisin postteriorunda, dilin dorsal yüzünde bulunur. Epitelin altında bolca lenfoid folükül ve diffüz lenfoid doku içerir.

Dişler
Alveolar kemiklerdeki çukurcuklara yerleşmiş sert kalsifiye yapılardır. Dudağa, yanağa bakan labial, buccal yüzeyleri var. Ağız içine dile bakan lingual yüzeyi ve birbirlerine bakan yüzeyleri bulunur. Çocuklarda 20 yetişkinde 32 diş bulunur. Çocuklarda her yarım çene de 5 diş var. Kesici, köpek (2), molar (2) dişler. İlk çıkan dişler ~5-6 ayda önce alt çenede mandibulanın ortasında kesici dişler çıkar sonra üst çenede. Daha sonra lateral kesici dişler çıkar ~8. ay gibi. Köpek dişleri de ~15. ay gibi çıkar ve takip eden dönemde molar dişler çıkar. Yaklaşık 6-7 yaş civarı dökülür kalıcı dişler çıkar. 4 tanesi 20’lik diş olarak çıkar. Bazıları tek köklü, bazıları iki, bazıları üç köklüdür. Histolojik yapıları aynı. Gingiva (dişeti) üzerinde görülen kısım kuron (taç), gingivanın alt kısmında da kök denir. Özelleşmiş 3 dokudan meydana gelir; enamel (mine), dentin, sementum.
Dişin taç kısmı saran yapıya enamel, kök kısmı saran yapıya sementum denir. Mine ve sementum tabakasının karşılaştığı bölgeye serviks denir. İç bölgeside de dentin tabakası bulunur. Dentini içinde ki boş kısma pulpa kavitesi denir. Yapısında çokça sinir lifi içerir, dişin merkezinde bulunur. Kökün apeksinde apikal foromen adı verilen delikten kan ve lenf damarı, sinirler giriş çıkış yapar. Dişi alveolar kemiğe sıkıca tutturan yapıya periodontal ligament adı verilir.
Enamel (Mine)
İnsan vücudunda ki en sert dokudur. Asellüler bir yapı gösterir. Yani hücre içermez. Dejenere olması halinde onarılamaz. Yapısında bulunan kalsiyum hidroksiapatit (%96-98 oranında bulunur) sertlik verir. Matrikste kollajen lif içermez. Epitelden köken alır. Uç kısımlar en kalın olduğu yerdir. Enine kesitte kalsiyum hidroksiapatitlerin oluşturduğu ince uzun çubuklar görülür. Anahtar deliğini andırır. Enamel kristallerini oluşturduğu bu yapıya enamel çubukları denir. Büyümeyle oluşan çizgilere retzius çizgisi adı verilir. Mine tabakası embriyonik dönemde emoloblast tarafından oluşturulur. Mine tabakasını oluşturduktan sonra yok olurlar. İnce uzun prizmatik hücrelerdir, sivri uzantıları vardır. Enamel tabakasına doğru gömülmüş olarak bulunur. Bu uzantılara Tomes uzantısı denir. Bolca mitokondri ve salgı hücreleri içerirler. Kalsiyumhidroksiapaptit dışında amelogenini, ameloblastin, enamelin ve tuftelin proteinleri bulunur. Bu proteinlerden amelogenin ve ameloblastin dişler oluştuktan sonra kaybolurken, enamelin ve tuftelin erişkin hayatta da mine tabalasında görülür.


Sement
Diş kökünü dıştan saran kalsifiye, kemiğimsi bir tabakadır. Kök apeksinde daha kalındır. Değişken yapıya sahip kollojen lif içerir, avaskülerdir. %65 mineral içerir. Lakünalar içinde osteositlere benzeyen sementositler var. Hücre uzantıları ile kanaliküllere uzanır dişi alveol kemiğe sıkıca tutturur. Burada ki kollojen lifler sharpey lifleri olarak adlandırılır. Sementoblastlar sementositi oda sementin tabakasını oluşturur.
Dentin
Kemikten daha sert, avasküler (damarsız), mineralize (kalsifiye), en kalın tabakadır. %70-80 oranında Ca+2 tuzları içerir. Yapısında tip 1 kollajen bulunur. İnce uzun prizmatik hücre olan odontoblastlardan köken alır. Odontoblastlar pulpa kavitesi ile dentin arasında bulunur. Yaşam boyu bulunur, sürekli dentin sentezler. Dentini oluşturdukça geriye doğru çekilir. Hücre uzantıları dentin içinde kalır. Kalsifiye olan dentin içinde hücre uzantısı olarak bulunur, bu uzantılara tomes lifleri (odontoblast uzantıları) denir. Bulunduğu kanala dentin kanalı adı verilir. Pulpa kavitesinde bulunan bolca sinir lifleri odontoblastlarla beraber içeri kadar uzanır. İlk sentezlenen minaralize olmayan dentine predentin denir. Predentin daha soluk renklidir. Kalsifiye olunca dentini oluşturur. Ayrıca dentine özgü dentin fosfoproteini, dentin sialoproteini bulunur. Dentin sentezlendikçe özel çizgiler oluşur Bu çizgilenmelere von ebner ve owen çizgileri adı verilir. Adli tıp için önemlidir. Yaş tespitinde yararlanılır. Ayrıca kurşun, ilaç gibi çeşitli maddeler çizgilenmelere neden olur.
Pulpa
Gevşek bağ dokudan oluşur. Ağrıya hassastır. Yaşlandıkça hacmi azalır. Apikal foromenden odontoblast kanalından gelen damar, sinir içerir.
Dişe Destek Yapılar
Sementum dışında periodontal ligament (mebran) alveolar kemiğe sıkıca tutturur. Fizröz bağ doksundan oluşur. Hem sıkı hem de gevşek bağ dokusu içeren alanları vardır. Yapısında; kollajen lifler, fibroblastlar, oksitalan lifler bulunur. Kemik ve diş arasında yampon görevi görür. Kemiğin periostu gibi davranır. Sürekli olarak sentezlenir, çiğneme sırasında baskıya maruz kaldığından rezorbsiyona uğrar. Vitamin C gerekir sentezlenmesi için. Eksikliğinde diş eti kanamaları ve diş kaybına yol açar.
Alveolar Kemik
İnce kompakt bir kemiktir. Bu kemikte bulunan havers ve wolkman kanallarından damar ve sinir gelir. Diş eti hem dişe hem de alveoler kemiğer sıkıca tutunmuş olan çiğneme mukozasından oluşan yapıdır. Özellikle dişe tutunduğu bölgelerde epitel hücreleri özel bir bazal lamina sentezler. Bazal lamina dişe sıkıca tutunur. Epitel hücreleride bazal laminaya hemidesmosomlarla tutunur. Dişin diş etine tutunduğu bölge çok sıkıdır. Genç bireylerde diş eti mine tabakasına tutunur. Yaşlandıkça yukarı çekilir ve sement tabakasına tutunur.

Diş Gelişimi
Oral ektoderm ve altında bulunan mezenşim ve nöral krista hücrelerinden gelişmeye başlar gelişimin 6. haftasında. Oral ektodermde yerleşim gösteren hücreler alttaki mesenşim hücrelerinin indükleyici etkisiyle çoğalmaya başlar. Hem alt hem de üst çene de 20 nokta da epitelyal hücrelerde proliferasyon başlar. C şeklinde bir yapı belirir, dental lamina adı verilir. Hücreler çoğalır tomurcuk meydana getirirler, tomurcuk evresi adı verilir. Bu tomurcukların alt yüzeyindeki epitel içeri doğru çöküntü yapar kep şeklini alır, mezenşim de epitel içine girinti yapar. Kep evresi denir bu evreye.  Kep gelişir, çan şeklini alır. Bu evrede iki tip epitel vardır. Çanın dış çevresini saran epitele dış enamel, içini saran epitelede iç enamel epiteli adı verilir. Ortada daha gevşek hücrelerden oluşan enamel retikulumu bulunur. Çan evresi denir. İç enamel epiteline komşu nöral krista kökenli mezenşimal hücreler diş pulpasını (papillasını) oluşturur. İç enamel epiteline komşu olan mezenşimal hücreleri odontoblastları oluşturur. Geriye kalan hücreler diş pulpasını oluşturur. Odontoblastlar oluştuktan sonra hızlıca senteze başlıyorlar ve dentin tabakasını oluşturur. Dış enamel apitelini oluşturan epitel hücreler ameloblastlara (ektoderm kökenli) dönüşür. Ameloblastlarda hızla senteze başlar enamel tabakasını senteze başlar. Mesenşim içerisine gömülü olan kısım epitelyal hücreler dişi dıştan sararlar oluşturdukları kılıfa epitelyal kök kılıfı denir. Epitelyal kök kılıfını çevreleyen mesenşimal hücreler sementoblastları oluşturur. Sement tabakasını oluşturan mesenşimal hücreleri dışında ki hücreler de periodontal ligamenti oluşturur. Kalıcı diş tomurcukları gelişimin 3. ayında süt dişlerinin altında oluşmaya başlar. Yaklaşık 6 yaşına gelince osteoklastlar süt dişlerini döker ve kalıcı dişler çıkar.
Sindirim Kanalı Genel Yapı
Sindiim kanalı; özofagusun proksimal ucundan anal kanalın distal ucuna kadar çapları değişken, histolojik özellikleri benzer borular sistemidir.
Sindirim kanalı 4 tabakadan oluşur. En içte lümen vardır. İçten dışa doğru; tunika mukoza, tunika submukoza, 2 tabaka halinde tunika muskularis (muskularis eksterna) en dışta da tunika adventisya veya seroza.
Tunika Mukoza
Tunika mukoza, en içte lümene bakan epitel, onun üstünde lamina propria ve en dışta ince bir kas tabakası olan muskularis mukoza (muskularis interna) olmak üzere üç katmandan oluşur.
Sindirim kanalının her kısmında farklı görev üstlenmiştir, farklılıklar gözlenir. En büyük fark epitel dokuda görülür. Koruma fonksiyonu vardır. Dış ortama açık epitel hücreleri sıkı bağlantılar içermesi koruma fonksiyonuna yardımcı olur. Aktif transporta izin verir. Özofagusta çok katlı epiteldir. Gıdaların yaptığı abrazyonu (aşınmayı) engeller. Absorbsiyon epitelden başlar. Yüzey alanını arttırmak için tunika mukoza ve submukoza lümene doğru birlikte oluşturduğu katlantılara plika sirkülaris denir. Sadece tunika mukozanın (epitel + lamina propria) yaptığı katlantılara  villus denir. Plika sirkülaris üzerinde daha fazla alan artışını sağlar. Absorbsiyon fazla olduğu için en net proksimal jejenumda görülür.
Epitel hücrelerinde de yüzey alanını arttırmak için yüzey özelleşmeleri bulunur. Burada ki parmaksı çıkıntılara mikrovillus adı verilir. Hücre yüzeyinde bir çizgili kenar görünümü oluşturur. Yine yüzey alanını arttıran epitel hücrelerin yüzeyinde glikoproteinden oluşan glikokaliks tabakası bulunur. Epitel hücrelerince sentezlenen disakkaridaz, dipeptidaz gibi sindirim enzimleri bu bölgede maddeleri emilebilecek boyuta getirir. Emilim ve sindirim için yüzey oluşturur. PAS + boyanır, pembe görünümlüdür.
Sekresyon epitelin bir fonksiyonudur. Sindirim enzimleri, yüzey korunmasını sağlamak için mukus, sindirmin düzenlenmesi için hormonlar, immün korunma için bazı antikorlar sekrete eder.
Lamina propria tabakasına yerleşen bezler mukozal bezler olarak adlandırılır. Sindirim enzimlerini, mukusu, hormonları sekrete eder. Epitel hücreleri arasında ki çukurcuklardan yüzeye gönderiri. Özellikle özofagus ve duedonumda submukozal bezler görülür. Salgılarını kendilerine ait kanallar aracılığıyla ya mukozal bezlerle ortak ya da tek olarak yüzeye iletirler.
Karaciğer, pankreas gibi sindirim enzimi salgılayan esktramural bezlerde bulunur. Salgı yüzeyine göre epitel değişkenlik gösterir. Özofagus çok katlı yassı, diğerleri tek katlı prizmatik epitel içeriri. Altında gevşek bağ dokusundan oluşan lamina propria var. Lamina propria, mukozal bezler, fenestralı (pencereli) kan damarları(emilen besin maddeleri rahat iletilsin diye),
emilen proteinleri lipitleri taşıyan lenf damarları, lenfatik doku (hem diffüz lenfatik doku hemde lenf nodülleri olarak şeklinde bulunur) içerir. İleumda peyer plaklarında, appendixte geniş lenf nodları bulunaktadır. Aralarında eozinofil, makrofaj ve nötrofil bulunu. Bu yapılaın hepsine biden GALT adı verilmektedir.
Muskularis mukoza ince bir kas tabakasıdır. İçte (lümene yakın) sirküler, dışta longitudinal düz kaslar bulunur. Mukozanın yani plika sirkülarisin, villusların hareketini sağlayarak absorbsiyonu kolaylaştırır. Ayrıca mukozal bezlerin salgılarını sekrete etmesini kolaylaştırır.
Tunika Submukoza
Düzensiz sıkı bağ dokusundan oluşur. Büyük kan ve lenf damarları ayrıca sinir pleksusu bulunur. Özellikle özofagus ve duedonumda bol miktarda submukozal bez bulunur. Dudonumda ki submukozal bezler, onu diğer ince bağırsak segmentlerinden ayırt etmemizi sağlar.
Sinir pleksusları parasempatik sinir sistemine ait ganglionik hücrelerden ve sinir liflerinden oluşur. Bunlara meissner sinir pleksusu denir. Düz kasların MSS’den bağımsız olarak innervasyonunu sağlar. Soluk ovoid şekilli yapılardır. Sindirim kanalının beyinden bağımsız kasılıp gevşemesini sağlar. Özofagus ve duedonumda ki subukozal bezler bu yapıları diğer kısımlardan ayırmaya yarar.
Tunika Muskularis (Muskularis Eksterna)
2 tabaka halinde bulunur, içte sürküler, dışta longitudinal olmak üzere. Bu iki kas tabakası arasında ince bir bağ dokusu bulunur. Kan damarları lenf damarları içerir. Para sempatik sinir ganglion ve sinir lifleri içere aerbach’s (miyenterik) sinir pleksusu burada bulunur. Düz kasların innervasyonunu sağlar. Bu kaslar peristaltik hareketlerin oluşmasını sağlar. Sirküler kaslar lümeni daraltıp içeriğin karışmasını sağlarken, longitudinal kaslar kanal boyunu kısaltır içeriğin ilerlemesini sağlar.
Sindirim kanalının bazı bölgelerinde muskularis eksterna tabakasında varyasyonlar görülür.
Faringoözofagial sfinkterde çizgili kaslar bulunur. Yutkunmamızı sağlayan bu kaslar özofagusun proksimalinde krikofarengeal kasın devamı olarak bulunan kastır. Eskternal anal sfinkterde de çizgili kas bulunur.
Midede sirküler ve longitudinal kasların dışında oblik düz kas tabakasıda bulunmaktadır. Kalın bağırsakta dıştaki longitudinal kas tabakası üç bant şeklinde görülür. Bu yapıya teniae coli adı verilir.
Bazı bölgeler de sirküler kaslar kalınlaşarak sfinkterleri oluşturur. İnferior özofagial sfinkter (asidik mide içeriğinden özofagusu korur), pilorik sfinkter (mide içeriğinin ince bağısağa kontrolsüz geçmesini engeller), ilioçekal sfinkter (çekumda ki bakteri oranı yüksek içeriğin ince bağırsağa geçmesi önler), internal anal sfinkter (rektumda ki feçesin anal kanala geçişini kontrol eder).
Tunika Adventisya Tunika Seroza
Tunika seroza en dışta mezotel denilen tek katlı yassı epitel ve altında ki ince bir bağ dokudan oluşan yapı, anatomide ki visseral periton. Peritonla örtülü olmayan sindirim kanalı kısımları komşu organların bağ dokusu ile birliktelik gösteren kısımlarda ki dış yapı tunika adventisya olarak adlandırılır. Özofagus torasik parça (diafram üstünde ki kısmı), duodenum (bir kısmı periton içine girer), inen ve çıkan kolon, rektum, anal kanal tunika adventisya tabakası (gevşek bağ dokusu) bulunur. Transvers kolonda tunika seroza bulunur.
Özofagus
Farinksin distalinden mideye kadar uzanan yaklaşık 15 cmlik bir yapıdır. Büyük bir kısmı diaframın üstündedir. 1-2 cmlik parçası diaframın altındadır. Diafram üstünde ki kısım tunika adventisya, altında ki kısım ise tunika seroza tabakası ile örtülüdür. Lümeni daralmış girintili çıkıntılıdır. Dinlenme halinde sürekli kapalıdır lümeni besin geçerken açılır.
Tunika Mukoza
Epiteli non keratinize çok katlı yassı epiteldir. Epiteli ile diğer sindirim kanalı yapılarında ayırt edilebilir. Bazı kemirgenlerde keratinize olabilir. Lamina propriada kan damarları, lenf damarları, lenf nodülleri bulunur. Gevşek bağ dokusundan oluşur. Mide ile özofagusun birleştiği bölgede özofagusun distal ucunda lamina propria da özofagial kardiak bezler bulunur. Mukus salgısı ile asit pH’yı nötralleştirir.  Muscularis mukoza tabakası longitudinal düzenlenmiş düz kaslardan oluşuyor. Özofagusun proksimalinde kalındır, yutkunmaya yardımcı olmak için.
Tunika Submukoza
Düzensiz sıkı bağ dokusundan oluşur. Meissner sinir pleksusu bağ dokusu içinde bulunur. Düz kas innervasyonunu sağlayan parasempatik sinir sistemi elamanıdır. Özellikle proksimal kısmı olmak üzere tüm uzunluğu boyunca bezler bulunur. Visköz mukus salgılar, aşınmaya karşı epiteli korur. Diğer kısımlara göre daha asidik kayganlaştırıcı özelliğe sahiptir. Diffüz lenfoid doku ve lenf nodülleri burada bulunur. Özellikle bezlere yakın komşulukta bulunur.
Muscularis Eksterna
İçte sirküler, dışta longitudinal yerleşimli kaslar bulunur. Üst 1/3 lük kısmı sadece çizgili, orta 1/3 lük kısmı hem çizgili hem düz, alt tarafta ki 1/3 lük kısmı da sadece düz kas içerir. Sirküler ve longitudinal kaslar arasında miyenterik sinir pleksusu bulunur.
Mide
Sindirim kanalının en geniş, kese şeklinde ki kısmıdır. Diaframın alt kısmında özofagusla birleşir. Burada sindirim başar. Mide içeriğine kimüs adı verilir. Duedonuma geçince sindirim tamamlanır. Anatomik olarak 4 histolojik olarak 3 bölgeden oluşur. Anatomik bölgeleri; fundus, cardia, pilor ve gövdedir. Histolojik bölgeleri; cardia (cardiak bezler var), pilor (pilorik bezler var), fundus (fundik bezler var).
Dört temel tabakadan oluşur; mukoza submukoza muskularis eksterna, seroza(tamamı visseral peritonla örtülüdür).
Longitudinal katlantıları vardır. Midenin rahatça genişlemesini sağlar.  Mukoza ve submukozanın oluşturduğu katlantılara ruga denir. Mide içeriği arttıkça rugalar açılır. Amaç mide hacminin rahatça arttırılmasını sağlamak.
Gastrik Mukoza
Gastrik çukurcuklar (gastrik pit, faveola) bulunur. Bezlerin mide yüzeyine açıldığı noktalardır.
Özofagial kardiak bileşkede epitel çok katlı yassı epitelden tek katlı prizmatik epitele döner. Mide epiteli tek katlı prizmatik epiteldir. Yüzeyi oluşturan prizmatik epitel hücreleri müsinojengranüller bulunur. Mukus içerirler. Yüzey müköz hücreleri denir, özellikle apikal yüzeylerde müsinojen granüller içerirler. Amaç midenin asit içeriğinden mideyi korumak. Apikal sitoplazma bu özelliğinden dolayı soluk görünür. Diğer sitoplazmik organeller bazalde yer alır. Son derece visköz bir musuk tabakası bulunur. Yüksek bikarbonat ve potasyum içeriğine sahiptir. Absorbsiyon kapasitesi son derece düşük. Su ve bazı elektrolitlerle yağda çözünen ilaçlar emilir, onun dışında absorbsiyon azdır.
Epitelin altında lamina propria bulunur. Midede çok net ayırt edilmez çünkü bezler tarafından doldurmuştur. Bu bezler arasında retiküler lifler, fibroblastlar, düz kas hücreleri lenfosit, plazma hücresi, makrofaj, eozinofil, nötrofil, nadiren lenfatik nodüller içerir. Gaztrik bezler gastrik pitlerin devamında görülür.
Fundik (gastrik) bezler midenin çoğunu kaplayan basit, dallanmış, tübüler bezlerdir. Gastrik pitlerin tabanından başlar, lamina propria boyunca aşağı uzanan bezledir. Gastrik pitlerin tabanına istmus denir. Bezin başlangıç kısmıdır, kök hücreler burada yerleşim gösterir. Burada ki hücreler çoğalarak yüzey müköz hücreleri veya diğer hücre tiplerine dönerek epitelin ve bez hücrelerinin devamlılığını sağlarlar. Bezin devamında da boyun ve fundus kısmı bulunur. Bu bezler günde 2 litre kadar gastrik sıvı sentezlerler. Gastrik sıvıda;
Þ       Su
Þ       Elektrolitler
Þ       HCl
Þ       Pepsin
Þ       Mukus
Þ       Bikarbonat
Þ       İntrinsik faktör
Þ       Gastrin ve diğer hormonlar ile hormon benzeri salgılar
bulunur.
 Su ve elektrolitlerin yanında HCl sentezlerler. HCl protein sindirminde görevli enzim olan pepsinojeni aktif formu olan pepsine çevirir ayrıca bakterilere karşı öldürücü etki gösterir. Parietal hücreler salgılar. Helikobakter pilori üreyi parçalar. Hücre duvarında amonyum bulundurur. Nötral alkali bir duvara sahip olur midede çoğalabilir. Ülsere neden olur.
Pepsinojen sentezlenir. Pepsine dönerek protein sindirimini başlartır. Mukus sekrete eden hücreler var. Asit pH’dan korunmak için bikarbonat sentezleniyor. Parietal hücrelerce intrinsik faktör sentezleniyor. B12 vitaminini bağlar. İleumda emilir. Bu faktör olmazsa pernisiyöz anemi oluşur. Hormonlar ve hormon benzeri salgılar gerçekleştirir bu bezler.
Fundus (gövde) bölgesinde ki bezlerde 5 tip hücre bulunur. Mide salgısını esas oluşturan bezlerdir.
Þ       Müköz boyun hücreleri
Þ       Şef (chief) (zimojenik) hücreler
Þ       Pariyetal (oksintik) hücreler
Þ       Enteroendokrin hücreler
Þ       Farklılaşmamış yetişkin kök hücreleri
Kardiak bezler ise sadece mukus sekrete eden hücreler, nadiren enteroendokrin hücreler içerirler.
Pilorik bezler mukus sekrete eden hücreler, enteroendokrin hücreler, nadiren parietal hücreler içermektedir.
Müköz Boyun Hücreleri
Bezin boyun bölgesinde yerleşim gösterirler. Mukus sekresyonu yaparlar. Yüzey müköz hücrelerine göre daha kısa boylu hücrelerdir ve daha az müsinojen içerirler. Mukus salgısı yüzey müköz hücrelerininkine göre daha akıcı daha çok çözünebilir yapıdadır. Mide dolu iken vagal stimülasyon ile uyarılırlar, boşken mukus salgısı yoktur.
Şef (Zimojenik) Hücreler
Protein salgılayan hücrelerdir. GER, golgi, mitokondrisi gelişmiş üçgen şekilli hücrelerdir. Tübüler bezlerin tabanında fazladır. Zimojen granüller içerirler. Lamina propriada bazofilik boyanmasıyla diğer hücrelerden ayırt edilebilir. Esas salgısı pepsinojendir. Ayrıca zayıf lipaz sentezi de vardır. Mor boyanır.
Pariyetal Hücreler
Bezin derin bölgelerinde ve boyun bölgesinde yerleşim gösterir. Asidofilik boyanır. Asit salgısı gerçekleştirir. HCl ve intrensek faktör salgılar. IF salgısı olmazsa pernisiyöz anemi görülür.  Pembe boyanır. TEM (transmisyon elektron mikroskobu) ile ayırt edilebilen yapıları vardır. Bunlar; İntrasellüler kanaliküler sistem, mikrovillus, tübüloveziküler membran sistemi, bol kristalı çok sayıda mitokondriyon. Parietal hücrelerin neurospora crassa adı bakterinin DNA sı ile birleşip oluştuğu söyleniyor. Genetik yapıları benzerdir.
İntrasellüler kanaliküler sistem, hücrenin içerisine doğru devam eden kanallardır. Bu kanaliküler sistem ve hücre yüzeyine doğru mikrövillüslar görülür. Diğer hücrelerde görülmeyen tübüloveziküler membran sistemi (plazma mebmran girintileri) dâhil bu üç yapı yüzey alanını arttırır. Aktif sentez yapılacaksa (HCl), mikrovillus ve tübüloveziküler membran sistemi, intrasellüler kanaliküler sistem mebmranıyla birleşir ve hücre genişler. Bu olaylar enerji gerektirdiği için bolca mitokondri bulunur.
HCl hücre içinde sentezlenmez. Hücre H oluşturur. CO2 ve suyu karbonik anhidraz enzim etkisiyle birleştirip karbonik asit oluşturulur. Yine karbonik anhidraz enzim etkisiyle HCO3 (bikarbonat) ve H oluşturulur. H iyonu hücrenin yüzeyinden parietal hücreye komşu yüzeye gelir, K (potasyum) H pompaları aracılığıyla enerji gerektirir. Cl kan damarlarından alırnır aktif transportla. Hücre dışında birleştirilir HCl oluşur. Aktif trasnport başlarsa tübüloveziküler membran sistemi plazma membranıyla birleşrek intrasellüler kanaliküler sistemin genişlemesini, mikrovillusların artmasını sağlar. Bu memebran rezervleri üzerinde H pompları içerir, daha fazla H ve Cl dışarı atılır.

Enteroendokrin Hücreler
Fundik bezin her seviyesinde dağınık olarak bulunurlar. Hormon ve hormon benzeri madde sentezlerler. Lümene ulaşamayan küçük hücrelerdir. Kan damarlarıyla yakın ilişkidedirler. Membranla sarılır küçük salgı vezikülleri bulunur. 2 tip enteroendokrin hücre vardır.
 Boyu daha kısa olan lümene ulaşamayan kapalı hücre. Komşuluğunda ki hücreleri etkiler. Yani parakrin etki gösterir.
Diğeri daha ince uzun mikrovilluslarıyla lümene ulaşabilen açık hücre. Mide içeriğinde ki kimyasal değişiklikleri algılayarak salgı yapar. Hem lümene salgısı var hem de komşu hücreleri etkiler.
Enteroendokrin hücrelere gümüş ve krom tuzlarıyla boyanma özelliklerine göre enterokromafin, argentaffin ve argyrophil hücre denmiştir.  H&E ile boyalı preparatta ayırt edilemezler. Parietal ve şef hücreler arsaında soluk hücreler olarak ayırt edilebilir. Net olarak görmek için salgıladığı hormona spesifik boyama yapılmalıdır. Çok miktarda hormonu sentezleyen farklı tipte enteroendokrin hücre bulunmaktadır; gastrin kolesistokinin, sekretin, motilin, somatostatin, VIP, GIP.
Kök Hücreler
Özellikle bezin istmus bölgesinde (gastrik pit ile ağızlaştığı bölge) bulunur. Bir kısmı yüzey müköz hücrelerine dönüşür, bir kısmı aşağı göç ederek; parietal, şef ya da enteroendokrin hücreye dönüşür.
Yüzey müköz hücreleri 3-5 günde yenilenir. Parietal hücreler 150-200 günde bir yenilenen en uzun yaşam süresine sahip hücrelerdir. Şef ve enteroendokrin hücreler 60-90 günde yenilenir. Müköz boyun hücreleri en kısa yaşam süresine sahip hücrelerdir 6 günde yenilenir.
Muskularis Mukoza
İçte sirküler dışta longitudinal düz kaslardan oluşur. Bazı bölgelerde 3. kas tabakası olarak bir kat daha sirküler tabaka gözlenir. Düz kas hücrelerinin bazıları lamina propriyaya doğru uzanır. Amaç bezlerin salgısını lümene iletilmesini kolaylaştırmak.

Gastrik Submukoza
Düzensiz sıkı bağ dokusundan oluşur. Meissner’s sinir pleksusu bulunur, düz kasları innerve eder.
Gastrik Muskularis Eksterna
İçte oblik, dışta sirküler, dışta longitudinal olmak üzere 3 tabakadan oluşur. Preparatlarda ayırt edilmez. Kasların arasında parasempatik sinir sistemine ait olan myenterik (auerbach’s) pleksusu bulunur.
Gastrik Seroza
Mide dıştan visseral peritonla kaplı olduğu için en dışta tunika seroza tabakası gözlenir. Tek katlı yassı epitelden oluşan mezotel ve onun altında ince bir bağ dokusu tabakası tunika serozayı oluşturur.
İnce Bağırsak
Kimus pilordan ince bağısağa geçer. Duedonumda sindirim devam eder.  Safra kesesi ve pankreastan gelen salgı ile sindirime yardımcı olur. Absorbsiyon tam değil. Buradan jejenuma geçer içerik absorbsiyonun esas olarak gerçekleştiği bölgedir, sindirim de devam eder burada. Daha sonra ileum ve kalın barsak şeklinde devam eder. İnce bağırsak ~6 metre uzunluğundadır. Duedonum ~25 cmdir mide ile ağızlaşır, jejenum ~2,5 m, ileum ~3,5 m uzunluğundadır. Sindirim ve absorbsiyonun gerçekleştiği temel bölgedir. Kan damarlarıyla yakın komşulukta. İnce bağırsakları döşeyen prizmatik epitel hücreler (enterositler) disakkaridaz ve dipeptidazları sentezler. Enterositler glikokaliks tabakasında lokalizedir. Şekerler ve proteinler yapı taşlarına ayrılır, emilebilecek hale gelir.
Yüzey özelleşmeleri en net olarak jejenumda görülür, ileuma doğru sayıları azalır. Tunika mukoza ve tunika submukoza tabakasının birlikte yapmış olduğu makroskobik olarak görülebilen katlantılara plika sirkülaris  (sirküler katlantı, kerckring kapakçıkları) adı verilir. Villuslar yüzeyden parmaksı çıkıntılardır. Epitel ve lamina proprianın yapmış olduğu çıkıntılardır. Üzerinde mikrovilluslar bulunur. Bu yapılar yüzey alanını arttırırlar, yaklaşık 600 kat.
Epitel tek katlı prizmatik epitel altında lamina propria var. Lamina propria gevşek bağ dokusundan oluşur. Kan, lenf damarları mevcut. Bolca fenestralı kan damarları var. Lenf damarları kör uçlar şeklinde ince bağırsak lamina propriası içinde başlar, bunlara lakteal denir. Sindirilmiş olan yağ asitleri, lipitler ve bir miktar proteinlerin emilimini sağlar. Preparatlarda içi boş görünür, kan damarlarında eritrosit bulunur. Muskularis mukozada bulunan düz kas hücreleri lamina propria içine kadar uzanır. Laktealler içinde bulunan lenf damarlarının daha büyük lenf damarlarına gitmesine yardımcı olur. Laktealler düz kaslarla kan damarlarıyla yakın ilişkili.
İntestinal Gland (Lieberkühn Kriptaları)
Bağırsakta görülen bezlere intestinal gland (liberkühn kriptaları) denir. Epitelin devamında görülür. Yüzeyle bağlantısı var. Lamina propriada bulunur bu bezler. Özellikle ileumda lamina propria da diffüz lenfatik doku görülür, bu bölgelere peyer yamaları oluşturur. İleum için ayırt edicidir.
Muskularis mukoza mukozanın iç tabakasıdır. İçte sirküler, dışta longitudibal düz kaslardan oluşur.
Epitelde 5 çeşit hücre görülür.
Þ   Enterositler
Þ   Goblet hücreler
Þ   Paneth hücreleri
Þ   Enteroendokrin hücreler
Þ   M hücreleri
Enterositler
Enterositler temel hücrelerdir. Primer fonksiyonları absorbsiyondur. Bolca bulunan mikrovilluslar çizglili kenar görünümü oluşturur. Sıkı bağlantılar içerirler. Mikrovilluslar içinde aktin flamentleri bulunur. Absorbsiyon için özelleşmiştir ayrıca bariyer görevi de vardır. Hücreler arasında boşluklar bulunur. Yan yüzeylerinde de lareral katlantılar mevcut. Aktif taşımayla alınan maddeler için ek yüzey oluşturur. Disakkaridaz ve dipeptidazları sekrete ederler.
Goblet Hücreleri
Enterositlerin arasında yerleşim gösteren tek hücreli mukus sekresyonu yapan hücrelerdir. Preparat hazırlanırken mukus erir ve kadeh şeklinde bir görünüme sahip olduklarında dolayı kadeh hücreleri de denmektedir. Bağırsak yüzeyini korur, kayganlaştırırlar. Duedonumdan ileuma doğru sayısal artış gösterir.
Paneth Hücreleri
İçinde ki sekretuar granüllerle diğer hücrelerden ayırt edilir.  İntestinal bezlerin tabanında bulunur. Asidofilik boyanır. Sekretuar granüllerde antibakteriyel enzim lizozim, a-defensin, glikoproteinler, argininden zengin protein, çinko bulunur. İnce baüırsak normal florasının devamlılığını sağlar.

Enteroendokrin Hücreler
Parakrin ve endokrin etki gösteren hormonlar üretir. Bezin her seviyesinde bulunur. Kolesistokinin, sekretin, GIP, motilin, parakrin etli gösteren somatostatin ve histamin gibi hormonları sentezler. Submukoza ve muskularis eksternada ki sinir hücrelerinden nörokrin hormonlar sentezler; VIP, bombesin, enkefalin gibi
M Hücreleri
Mikrofolt yani mikrokatlantı hücreleridir. Özellikle ileumda peyer plaklarında, diğer segmentlerde lenf nodülleriyle ilişkili. Hücre apikal yüzeylerinde mikrofolt denilen katlantılar bulunur. Bunlar aracılığıyla antijeni yakalayıp hücre içine alıp katlantı bölgesine bırakır. Burada T ve L lenfositler çokça var. İmmün yanıt oluşturur.
Ara (İntermediate) Hücreler
Hem absorptif hem de goblet hücrelerine benzer. İhtiyaç olan hücreye farklılaşır. Kısa, düzensiz mikrovillusları vardır. Çevresinde ki hücrelerle çok sayıda desmozomal bağlantı yapar. Müsinojen granüller içerir.
Lamina propriada nodüller, diffüz lenfoid doku ve lenfoid sisteme ait hücreler (eozinofil, makrofaj) bulunmaktadır (GALT). Epitel hücreleri arasında lenfositler bulunmaktadır. Enterositler plazma hücrelerince sentezlenen IgA’yı yüzeye taşır ve yüzeyde antijenlere karşı bir zırh oluşturur.
Submukoza
Sıkı düzensiz bağ dokusundan oluşur. Bolca yağ hücreleri bulunur. Duedonumda çok fazla sayıda nötral mukus salgılayan submukozal bez bulunmaktadır. Jejenum ve ileumda submukozal bez yoktur. Duedonumda ki bu bezlere brunner bezleri adı verilir. Mukusta nötral ve alkali glikoproteinler ile bikarbonat iyonları bulunmaktadır.
Muscularis Eksterna
İçte sirküler, dışta longitudinal düz kaslardan oluşur. Sirküler kasların kasılmasıyla lümen daralır, içerik karışır absorbsiyon kolaylaşır. Bu kasların kasılmasına segmentasyon denir. Longitudinal kaslar kasılmasıyla bağırsak boyu kısalır içeriği ilerletir. Bu kasların kasılması hareketine peristalsis denir. Duedonum dışında tunika seroza ile örtülüdür.
İleum
Peyer plaklarıyla ayırt edilir, tamamında görülmez. Plika sirkülarisler yoktur yalnızca villuslar görünür. Goblet hücreleri ve absorptif hücreler 4-6 günde bir, enteroendokrin hücreler 60-90 günde bir, panet hücreleri 4 hafta da bir yenlenilenir. Bu yenilenmeyi intestinal bezlerin tabanına lokalize kök hücreler sağlar.
Kalın Bağırsak
İnce bağırsağın devamında görülür. İleumla ağızlaşan çekum. Çekumun bir evaginasyonu olan appendiks vermiformis, kolon (çıkan, trransvers, inen ve sigmoid), rektum ve anal kanaldan oluşan sindirim kanalının son bölümüdür.
Birkaç karekteristik özellik dışında sindirim kanalının tüm özellikleri içerir. Çekum ve kolonda longitudinal düz kaslar 3 tabaka halindedir. Bu yapıya tenya koli denir. Peirstaltik hareketleri kolaylaştırır. Tenya koli haustra koliyi oluşturur. Haustra koli sadece çekum ve kolonda görülür. Kalın bağırsak dışına uzanan sarı uzantılar şeklinde yağ dokusu bulunur. Bu yapıya omental appendiks adı verilir.
Mukoza tek katlı (basit) prizmatik epiteldir. Bolca goblet hücresi bulunur. İlerledikçe sayısı artar. Plika sirkülaris ve villus yoktur. Çok sayıda lamina propraiaya doğru uzanan liberkühn kriptaları gözlenir. Paneth hücreleri dışında ki hücreler özellikleri ve fonksiyonlarıyla bulunur.  Kalın bağırsak proksimal kısımda absorbtif hücreler fazla, su ve elektrolit absorbsiyonu olur. Proksimalde bir goblete karşılık 4 absorbtif hücre bulunurken rektuma doğru goblet sayısı artar ve oran 1 e 1 olur.
Absorbtif hücreler ve goblet hücreleri 6 gün, enteroendokrin hücreler 4 hafta da bir yenilenir. Kök hücreler aracılığıyla yenilenir. Yine sirküler kaslar segmentasyondan, longitdinal kaslar peristaltik hareketlerden sorumludur. 

Appendiks
Çekumun dışarı doğru bir evaginasyonudur. Erişkinde körelerek fibröz dokuya dönüşür. Duvarında bol miktarda lenf nodülü vardır. Gençlerde çocuklarda net bir şekilde ayırt edilebilirken yetişkinlerde ayırt edilemez hale gelir. Küçük dar bir lümene sahiptir. Lamina propria da bezler bulunur. Diğer tabakalarıda kalın barsak ile aynıdır. Fibröz doku arttığı zaman veya çekumda ki fekal bir madde tıkarsa appendisit görülür. Sağ alt karın ağrısına neden olur.
Rektum ve Anal Kanal

Son kısımdır. Daha katı atık maddeleri içeriri. Yapısal özellikleri aynıdır. Rektumda transvers rektal katlantılar görülür, feçesin aşamalı bir şekilde ilerlemesini sağlar. Anal kanalda anal sütunlar ve anal sinüsler görülür. Epitel prizmatik epitelin görüldüğü anal kanal bölgesi kolorektal zon olarak adlandırılır. Epitel önce kübik sonra çok katlı yassı epitele döner. Değişimin gerçekleştiği bölge anal transisyonel zon, tamamen non keratinize çok katlı yassı epitelden oluşan squamous zon gelir. Daha sonra keratinize çok katlı yassı epitele dönüşür. Sirküler kas lifleri anal transisyonel zon hizasında kalınlaşarak internal anal sfinkteri oluşturur. Feçesin kontrolsüz olarak atılmasını engellemek. Perine duvarında çizgili kaslardan oluşan eksternal anal sfinkter bulunur. Diğer tabakalar aynı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder